OTODİA.COM – 20.5.2022
Renault’nun yeni konsept otomobili Scenic Vision tanıtıldı. Aracın yüzde 70’i geri dönüştürülmüş malzemeden oluşuyor ve yakıt olarak hidrojenden de yararlanıyor.
“Yaşam için otomobili yeniden tanımlıyoruz” denilerek tanıtılan Scenic Vision, hidrojen menzil uzatıcısına sahip ve elektrikli güç aktarma organları bulunan bir otomobil. Uzun süredir üzerinde konuşulan “gücünü hidrojenden alan otomobil” olma yolunda önemli adımlardan biri olan Scenic Viison, çevre, güvenlik ve stratejik sürdürülebilir gelişim taahhütleri göz önünde bulundurularak geliştirildi.
ÇEVRECİ YAKLAŞIM VE TASARIM
Özellikle hidrojenin dâhil olmasıyla gücünü bugünden çok geleceğin teknolojilerinden almış görünen Scenic Vision’un tasarımında da uygun maliyet ve çevresel sürdürülebilirlik gözetildi. Aracın yapısı büyük oranda geri dönüştürülmüş malzemelerden oluşuyor. Koltuk, zemin ve emniyet kemerlerindeki alüminyum parça ve plastiklerden, iç mekânda kullanılan ahşap ve kumaşlara kadar malzemelerin çoğunluğu geri dönüştürülmüş ya da dönüştürülebilir malzemeler. Geri dönüştürülebilir malzemelere akü gibi parçalar da dâhil edildiğinde, dönüştürülebilirlik oranı yüzde 70 ile 95 arasında olacak.
SÜT ŞİŞESİNDEN ZEMİN
Boyar madde içermeyen ve tek malzemeden imal edilen koltuklar, süt şişelerinden imal edilmiş zemin, yüzde 100 geri dönüştürülmüş karbon fiber, yüzde 70 geri dönüştürülmüş plastik ve geri dönüştürülmüş değerli metaller ise dikkat çeken diğer detaylar.
BAŞKA TÜRLÜ BİR HİBRİT
Scenic Vision hibrit bir araç ancak alışıldık şekilde akaryakıt-elektrik kombinasyonunun dışında. Araçta, elektriğin gücüne ek olarak hidrojen ile menzil uzatan bir teknoloji var. 160 kW güç sağlayan motor, 40 kWh geri dönüştürülebilir aküden güç alıyor. 16 kW yakıt hücresi ise hidrojen dolumu ile çalışıyor ve 5 dakikalık bir dolum süresiyle, yeniden şarj etmeden 800 km’den fazla yol yapılmasına yardımcı oluyor. Bu sayede anında hızlan, sessiz ve titreşimsiz sürüş gibi avantajlar da ortaya çıkıyor. Üstelik araç dışarıya sadece su veriyor ve hava kirliliği oluşturmuyor.
GÜVENLİK ÖNLEMLERİ
Araçta ‘Safety Coach’ sistemi var ve bu sayede yüksek riskli bölgeler ve davranışlar öngörülebiliyor. Entegre güvenlik sistemleri ile kazaların yüzde 70 oranında azaltılması hedefleniyor.
Direksiyona takılı kalp atış hızı sensörü ve kamera, sürücünün sağlığını takip ederken, tehlike hissedilince pedal titreşerek sürücünün ayağını çekmesini öneriyor. Sensörlerle hızlanma, sürüş yumuşaklağı, dikkatsizlik gibi birçok durum fark edilebiliyor. Yapılandırılabilir 10 ayrı widget ekranı da aracın diğer artılarından.
Aracın ne zaman seri üretime geçip son kullanıcıya ulaşacağı ise şimdilik belli değil.